Kahramanın Sonsuz Yolculuğu_1 Maceraya Çağrı
- Sara

- 22 Nis
- 3 dakikada okunur
Çağrı Nedir?
Bana göre özün / kendiliğin ve otantikliğin dışarı vurum arzusudur çağrı. Şimdiye kadar hizmet eden tüm kalıpların, savunma mekanizmalarınının, maskelerin artık hizmet etmediği bir noktada içeriden gelen bir tatminsizlik bir boşluk hissidir. Ben bunu ilk karnımda artık kelebeklerin uçuşmaması olarak tanımlamıştım. Çocukken kurduğum tüm hayali gerçekleştirmiş ve şuana kadar elde etmek istediğim herşeye sahip olmuştum neredeyse. Ama içimde birşey ses etmez olmuştu nereden bilebilirim ki ruhumun can çekiştiğini.
Bu hissizlik bir büyüme çağrısıdır der Joseph Campbell, değişime duyulan bir arzudur. Ölmeye davettir. Benim için bu bir dünyevi aşktı. Kimilerine göre ise bu bir taşınma, göç veya kayıptır.
Bu tür durumlar kahramanın hayatında bir şeylerin değişmesi gerektiği sinyalini verir. Aynı kalıplarla devam etmeme çağrısıdır bu sistem zorlanıyordur artık eskiyi devam ettirmeye. Sarsıntı, olağan dışında gerilim, heyecan duygusu ortaya çıkar bedende çünkü gölge bilince çıkıp dönüşmek istiyordur. Sembolik olarak yeni bir benlikle doğmayı ifade eder diyor Joseph Campbell yolculuğun sonunda. Bu benlik şimdiye kadar sahip çıkmadığımız bir potansiyelimiz olabilir ya da korktuğumuz için bastırdığımız taraflarımız da olabilir. Bu çağrı ile yeni bir plan bizim için kapıdadır.
Çağrıyı Neden Reddederiz ve Reddettiğimizde Ne Olur?
Öte yandan ego sonu bilmek ister, belirlemek ister. Bizler esasen basit varlıklar değiliz. Sınırlı zihin ve beş duyumuz ile sınırısızı anlayamıyoruz. Bazı şeylerin cevabı yoktur zamanla anlaşılmak ister ama biz onu anlamak istersek de hiçbir problem onu yaratan zihin seviyesi ile çözülemez gerçeğini kabul etmemiz bizi az da olsa rahatlatır.
Maceradan kaçmak sembolik olarak kendini öldürmek veya potansiyelini öldürmektir. Özüne ve kendiliğine izin vermemektir. Reddettikçe daha reaktif olur ve teslim olursun kadere. Hikayeyi reddedip kadere atarsın suçu ve böylece bilinçdışı seni yönetmiş olur. Kendini merkezde zannedip değişime ve dönüşüme uyum göstermezse kahraman bertaraf olur. Sorunu dışarıda arar ve başkalarını suçlar. Hayatta en acıklı şey problemin kendinden kaynaklandığını görememektir der Jung. İçindeki zalimi, zorbayı ve kurtarıcıyı görememektir.
Maalesef birçoğumuzun başkasına köle olup kendi yaşam planından kaçma eğilimimiz vardır. Alınan çağrı aslında aynayı kendimize çevirip kendimizi anlamaya çalışmaktır. Öte yandan kaygılı kişilik yapısı çağrıyı reddeder halbuki kaygı, korku, panik gibi duygular aslında doğru okuma yaptığımızda birer çağrıdır. Macerayı kabul etmemek ve bu duyguları da yansıtmak dışarıda bir kurban aramak da aslında bir ego korumasıdır. Çünkü ego gerilimden kaçar, hazda ve dengede kalmak ister. Hâlbuki çağrıyı kabul ettiğimizde gölge ile yüzleşip bütünleştiğimizde olgunlaştıkça bilgelik egonun planını ezer.
Çağrıyı aldığımızda bizden beklenen buna uygun yaşamaktır. Olayları kişileri nedenleri böyle yorumlamak ve bundan anlam çıkartmaktır. Bunu içselleştirdiğimizde yol berraklaşır. Bir keresinde bir rehberim “bunun bir oyun olduğunu bil ama ciddiyetle oyna” demişti. Yolda olup tecrübe etmek güzel. Plana uygun davranırsak büyürüz. Uymazsak daha çok acı çeker ve egoya hizmet etmiş oluruz.
Çağrıyı Aldığımızda Ne Yaparız?
Kendine gözlemci olmak kendini sorgulayan dışarıdan bakan, özne konumuna koyup nesneleştirmek yolun olmazsa olmazlarıdır. Bunu geliştirdiğimizde kalıptan çıkar, zanlardan kurtulur ve büyürüz. Bu yüzden sembolik okumayı öğrenmek önemlidir. Kendini anlamak sistemi anlamak önemlidir. Bunlar iç yolculukta olan cevaplardır.
Kahraman bir çağrı aldığında kendine şu şamanik soruları sorabilir.
Bende ne oluyor, içimde ne oluyor?
Neden bu duyguyu yaşadım, hikayemde bu nereye bağlı?
Kendimle ilgili görmem gereken ne var?
Hangi gölgemi bastırdım ve reddediyorum?
Burada ne acı var?
Neyi kabullenmeliyim?
Sisteme hayranlık duyup ve her şeyin anlamlı olduğunu ve bizim gelişimimizin bir parçası olduğunu kavrarsak aslında herkesin bir aracı ve büyümemiz için bir katalizör olduğunu görür ve sisteme güveniriz. Böyle bir durumda da otantik varlığımızdan keyif alarak yolculuğumuzu daha rahat ve kaygısız bir yerden yapabiliriz.
Keyifle, kolaylıkla ve aşkla yolculuk etmen dileği ile..




Yorumlar