top of page

Kahramanın Sonsuz Yolculuğu_5 Balinanın Karnı

  • Yazarın fotoğrafı: Sara
    Sara
  • 22 May
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 23 May

. Bir başkalaşım ritüeli, ruhun rahmi.


Kahramanın yolculuğunda en keskin virajlardan biri, hiç kuşkusuz balinanın karnına girdiği andır der Joseph Cambell. Burada artık eski olan bırakılır, yeninin ne olacağı ise henüz bilinmez. Bu alan, bir geçiş eşiğinden çok daha fazlasıdır; bu alan ölmeden önce ölmek dediğimiz yerdir. Her birimizin girmekten korktuğu ama tüm hazinelerin de orada saklı olduğu alan.

Bana kalırsa bu eşikte fark edilmesi gereken iki temel güç vardır: Ego ve Kendilik Bilinci.

Ego, hayatta kalmak için inşa ettiğimiz içsel kale iken kontrol etmek isteyen, bilmek isteyen, düzen kurandır aynı zamanda. Bir şeyleri sorgulamaktan kaçınan, belirsizlikte panikleyen, kalıbına sadık olandır.

Öte yandan kendilik ise gözlemleyen taraftır bana göre.. Sorular soran, geriye çekilen, kendi hikâyesine dışarıdan bakabilen.. Ego'nun kabuğunu çatlatan, hakikate susamış o derin öz...

 

Balinanın Karnı Nasıl Bir Yerdir?

Balinanın karnı, dış dünyanın seslerinin sustuğu, iç dünyanın yankılandığı yerdir. Masallardaki orman, kuyudaki karanlık, mağaranın içi...Semboliktir bu alan. Bu alan rahimdir, krizdir, dönüşümdür. Ve girişinde eşik muhafızları bekler. Cesaretini ölçerler. Geri dön diyen seslerdir onlar, sabotörlerimizdir.

Buraya herkes gireme çünkü bu alanda gölgeyle yüzleşmek zorunludur yani şimdiye kadar bastırılmış olanla, kaçınılmış açınılmış olanla. Balinanın karnı bir hiçlik makamıdır. Orada zaman durur ve mekan silinir ego çırılçıplak kalır ve insan kendi ile başbaşa kalır.


Peki Balinanın Karnında Ne Olur?

Bu alanda gölgelerle yüzleştiğimizde aslında kim olmadığımızı görürüz ve acı çekeriz. Ama bu acı kutsal bir acıdır. Bu bir yas sürecidir: Eski benliğimizin ölümü, yeni benliğimizin doğumu için tutulur bu yas. Ve bu süreçte egonun sesleri çatallanır:

  • “Yanlış karar mı verdin?”

  • “Bu kadar çabaya değer mi?”

  • “Ya cezalandırılırsan?”

  • “Yalnız kalırsan?”

Oysa bu sorular bizi yoldan alıkoyma potansiyeli olan durduramazsa güçlendiren dönüştüren alandır.

Çünkü balinanın içindeki sancılar doğum sancılarıdır. Ve bu sancılarla gelen her sarsıntı, bizi bir üst versiyonumuza doğurur.

 

Balinanın Karnına Girmeyi Reddedersen Ne Olur?

Bazılarımız için bu yolculukta dış dünyanın kalabalığı, iç dünyanın sessizliğinden daha cazip gelir. Kendimizi dijital oyalamalarda, tüketimde, başarı bağımlılığında bulabiliriz benim yıllarca yaşadığım gibi. Ama içindeki çağrı susmaz, seni bırakmaz. Çağrıyı bastırmak, yalnızca daha derin paternlerde tekrar etmeye mahkum eder bizi üstelik. Buna kör olmak çözüm değildir.


Yani anlayacağın balinanın karnına girmeden otantik kendilik ortaya çıkmaz.

Bazen de kişisel gelişim adı altında ego odaklı çabalar, bizi bu karnın kapısından döndürür. İçeri girdimizi zannederiz, fakat gerçek dönüşüm, gözyaşı ister, yalnızlık ister, sükûnet ister. Ve en çok da teslimiyet ister.

 

Peki Nasıl Gireriz Balinanın Karnına?


  • Geçiciliği kabul ederek ; Sahip olduklarımızın, unvanlarımızın, bağlarımızın geçici olduğunu idrak ettiğimizde, özgürleşiriz.

  • Teslim olarak; Büyük planın işlediğine güvenmek, her şeyin bizim içsel büyümemize hizmet ettiğimizde rahatlar ve teslim oluruz.

  • Gözlemci olarak; Duygularla savaşmadan, onları bastırmadan, onları bir çocuk gibi dinleyerek ve alan açarak onlara gözlemci kalırız.

  • Sembolleri izleyerek; Rüyaları, eşzamanlılıkları, sezgilerimizi rehber kılarak yaşamda keyifle var oluruz.


Balinanın Karnından Çıkmak...


Çıkmak, aslında yeniden doğmaktır. Ama bu doğum öyle görkemli bir zafer değil; sessiz bir kabulleniş, içsel bir bilgeliktir bana göre. Artık dünyaya başka bir yerden bakarız: Bir bilinmeyenden geçmiş, içimizdeki ejderhayı tanımış, kendi karanlığımızla barışmış bir yerden…

“Okyanustan sadece bir avuç su aldım. Ama o su, bana evrenin tamamını anlattı.” sözü belki bu tevazu ve bilgeliği anlatan sözdür.


Ey eşlikçim.. Sen de balinanın karnındaysan eğer unutma…Bu bir son değil. Bu, seni kendine götüren yoldaki en kutsal durak.

Keyifle, teslimiyetle ve içerden gelen o kadim bilgelikle geçesin bu aşamadan..


Geçelim, hep birlikte..

 
 
 

Yorumlar


bottom of page