Kahramanın Sonsuz Yolculuğu_2 Maceranın Reddi
- Sara

- 5 May
- 2 dakikada okunur
Neden Çağrı Reddedilir?
Bu yazımda maceraya çağrıyı yani kahramanın yolculuğunda ilk aşamayı ele almıştım. Aşağıdaki satırlara inmeden ona bir göz atmanı öneririm.
Evet geldik ikinci aşamaya.... çağrının reddedilmesi..
Peki kim hayatının kahramanı olmak istemez ve reddeder çağrıyı?
Bizi koruyan egomuz yeterince gelişmeydiyse ve büyümediyse çağrıyı reddedebiliriz. Yaşam tarafından yaratılan zorluklar ruhumuzun olgunlaşması ve bütünleşmek için iken çağrı kahraman tarafından reddedilebilir çünkü çağrı sorgulamaları da beraberinde getirir, bizler de şimdiye kadar ellerimizle inşa ettiğimiz hayatımızı, kontrolümüzde olan sistemi bozacak, kafamızı karıştıracak şeylere izin vermek istemeyiz.
Yani özetle inkarla ve onun sonucunda ortaya çıkan öfke ile pazarlık ederek macerayı reddederiz.
Ego savunmalar yaparak bizi çağrıdan uzak tutabilir...
“Dünyadaki en acıklı şey problemin kendimizden kaynaklandığını görememektir,” demiş Carl Gustav Jung.
İnkarla, yansıtmalarla, sorunu başkalarına aktarmakla, baskı yapmakla, suçlamakla ve kurtarıcı bekleyerek görünür olabilir savunma mekanizmaları hayatımızda.
Büyümemiş bir çocuk olarak hayata devam etmek, kendini sistemin merkezine konumlandırmak he biri birer ego savunmasıdır. Gelişmemiş ego maceranın reddi sürecine takılıp kalmış olabilir, kişi bu yüzden sorumluluk almayarak ve kendi karanlığına bakmayarak gelişmeyi, tekamül etmeyi ve olgunlaşmayı reddeder. Çevresine ve kendine gittikçe zorlayıcı olur, tüketir, tükenir başkalarını ve hatta kendini kolayca manipule edebilir.
İnsan zihninin bir başka savunma mekanizması ise değersizleştirmektir, aynı zamanda anlamadığı bir şeyi değersizleştirerek ondan uzak durabilir.
Öte yandan maceraya girmemenin bedelleri varır;
- genel yaşamdan tatminsizlik ve huzursuzluk,
- kaygı
- yaşamda tekrarlanan paternler.
Bazen de insanlardan kaçarak ve kendini yalnız ve izole bırakarak kişi savunma mekanizmasını devreye sokabilir bir zamanlardaki ben gibi. Bu aslında mecbur kalınan bir yalnızlıktır, kişi kabul edemediği gölgesinden kaçar. Öte yandan gerçek yalnızlık yüzleşme ve direnmedir bu da büyüme için gereklidir.
Gelişmemiş ego bağımlılıklara teslim olmuş olabilir, sorunlarından dolayı karar alma iradesi gösteremeyebilir, birinin onu yönlendirmesine ihtiyaç duyar çünkü karar almak sorumluluk almak ve yetişkin olmaktır. Her karar bir şeyden vazgeçmektir. Kararsızlık ise gölge sorundur.
Çağrıyı Reddetsek Ne Olur?
Krizi fırsata çevirip olaylara ve bizde yarattığı etkilerine bakmazsak krizin şiddeti artabilir ve olaylar, durumlar ve kişilerle daha farklı krizlerle karşımıza çıkar. Maceraya çağrı iç dünyaya bakmayı sağlar, ama büyümeyi reddetmek ise kaygı yaratır.
Risk almadan büyüyemez insan, gemi açılamazsa limanda çürür ve kişi zombileşebilir.
Peki Çağrıyı Aldığımızda Ne Yapmalıyız?
Bilge bir bilinç karşısına çıkan krizlere “burada ne öğreneceğim” ilk ona bakar. Hangi parçam açığa çıkmak istiyor diye sorar. Sonrasında ise duygularını gözlemler.
“Hayatta en büyük günah bilinçsizlik yani cehalettir” der G.I. Gurdjieff'.
Bu da hayatta sorumluluk almamaktır. Öte yandan sistem bilmemeyi kabul etmez, bu kişisel sorumluluktur.
İnsan bilinçlendikçe bilgelik kendini tanıma, acı ile tanışma, meşru acıları kabul etmekle birlikte gelir.
Kendimizden kaçmayı bırakarak, acıdan kaçmayarak hikayeyi yeniden yazabiliriz ancak. Bu geçmişi yeniden anlamlandırma hikayesidir.
Süreçte elbette destek alabiliriz, danışmanlık alabiliriz, kör noktalara ayna ol diyebiliriz dostlarımıza, kendimi göremiyorumu kırılganlıkla diyebiliriz.
Bireysel olarak sorumluluk alıp gün değerlendirmesi yapabilir, duygulara bakabiliriz,
Yazarak, düşünerek, tefekkür ederek kendimizi sorguya çekebiliriz.
Kendimize hergün bugün nasılım, nasıl geçti diye hatırlatabilir, ego kapasitemizi geliştirebilir, emek ederek deneyimleyerek, uygulayıp pratik yaparak duyguları ayırt etmeye başlayabilir ve onları irade koyarak yönetebiliriz.
Olaylara irade koyarak akışa ve maceraya izin verebilir, bütünleşerek huzurlu ve kendi hayatımızın kahramanı olduğumuz yaşamları yeniden tasarlayabiliriz.
Unutma bulmayı en çok arzuladığımız şey, bakmaya en çok korktuğumuz yerdedir.




Yorumlar